Erkeklerin Neden Etek Giydiğini Öğrendiğinizde, Sebebini Çok Mantıklı Bulacaksınız: İskoçya’nın Ne Kadar İlginç Bir Ülke Olduğunu Kanıtlayan 9 Özellik
İskoçya denilince pek çok kişinin aklına ilk gelen Cesur Yürek filmidir. Güzel bir film olduğu doğrudur. İkinci gelen ise tulum çalan etekli adamlardır. Britanya Krallığı’nın bir parçası İskoçya Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olduğundan kendine has bir kültürü vardır ve etek de onun bir parçasıdır. Britanya Adası’nın en kuzey kesiminde yer alan ülke, hem kültürel hem de tarihi açıdan oldukça güçlü.
İskoç kültürü bizim kültürümüze çok yakın olmadığı için ilginizi çekmiyor olabilir o yüzden biraz doğasından bahsedelim. Öyle bir ülke ki, kafanızı çevirdiğiniz her yerde bir çayır, bir orman ya da bir göl karşınıza çıkıyor. İskoçya çok sayıda adaya sahip bir ülke olduğu için eğer doğru pozisyondaysanız kendinizi bir anda bulacaksınız. Bütün bu doğal güzellikler Ortada bulabilirsiniz. Yani bazı detaylar düşündüğünüzden farklı olabilir.
İskoçya hakkında farklı bilgiler:
- Binlerce yıl önce bile İskoçya’da yerleşim vardı.
- Evet, İskoç erkekleri etek giyer.
- İskoçya’da bine yakın ada var.
- Ülke göller ülkesidir.
- İskoçya’nın resmi hayvanı tek boynuzlu attır.
- Krallığın en yüksek şelalesi İskoçya’dadır.
- Bugün yağmurda gönül rahatlığıyla yürüyebiliyorsak bunu İskoçlara borçluyuz.
- Ülkede üç farklı resmi dil bulunmaktadır.
- Mistik varlıklarla iyi bir ilişkiniz varsa İskoçya tam size göre.
Binlerce yıl önce bile İskoçya’da yerleşim vardı:
Bölgede yapılan kazılara göre M.Ö. 2000 yılına kadar uzanmaktadır. Demir Çağı’na ait bazı buluntular bulundu ancak pek fazla ayrıntı bulunamadı. Yerleşimin kesin kanıtı M.Ö. 800’e kadar uzanan taş yapılardır. Antik Yunan dönemine ait bazı eserlerde İskoçya’dan bahsedilmektedir. Ülkenin bilinen tarihi Orta Çağ ile başlamaktadır.
18. yüzyılın ilk yıllarına kadar bağımsız bir devlet olan İskoçya Krallığı, bu tarihten itibaren Büyük Britanya Krallığı’na bağlanmıştır. İskoçya’nın diğer krallıklarla karşılaştırılması Kendi kültürüne ve hukuk sistemine daha sıkı bağlı bir ülke haline geldi. Bu nedenle İngilizlerle alakası olmayan farklı bir İskoç kültüründen bahsetmek mümkün.
Evet, İskoç erkekleri etek giyer:
‘Etek’ adı verilen etekler 16. yüzyılda ortaya çıktı. Aslında bu kıyafetler ilk başta tüm vücudunu saran büyük bir battaniyeden oluşuyordu. Dağlık bölgelerde yaşayan erkekler Soğuktan korunmak için bu kalın kumaşları sararlardı. Bugünkü eteğe göre daha uzundu, yerde hareket imkanı sağlıyordu ve geceleri onu çıkarıp örtünebiliyorlardı. Üstelik etek renkleri boyları temsil ediyordu.
18. yüzyıla geldiğimizde bu harika etekler Demiri işlerken ve kömür üretirken onu kullanmakta zorlandılar ve bugün bildiğimiz küçük eteklere geçiş. Artık klasik İskoç kıyafeti olarak özel günlerde giyilen etekler, savaşçı klanların kıyafeti olduğu için bir zamanlar kanunla yasaklanmıştı. 1746’da çıkarılan kanun 1782’de kaldırıldı.
İskoçya’da bine yakın ada var:
İskoçya’da “Ada kıyılarında bekliyorum” şarkısını söyleyecekseniz hangi ada olduğunu özellikle belirtmeniz gerekiyor. Ülkede 790 ada bulunmaktadır. Tabi bunların bir kısmı küçük kayalar olduğu için sadece 240 tanesinde insan yerleşimi var. Bu adaların en ünlüleri Lewis Adası, Harris Adası, Shetland Anakarası, Orkney Anakarası, Arran Adası ve Skye Adası’dır. Yerleşik olmayan bazı adalara da macera gezileri düzenleniyor.
Ülke göller ülkesidir:
Halihazırda Atlantik Okyanusu, Kuzey Denizi ve İrlanda Denizi ile çevrili olan İskoçya da tatlı su açısından bu tuzlu suyun aynı zenginliğini iç bölgelerde yaşamaktadır. Ülkenin hemen hemen her yerinde göl bulunmaktadır. İskoçya’nın yüzölçümünün 1500 kilometrekareden fazlası (77 bin kilometrekareden fazlası) tatlı su gölleridir. Bunlardan en ünlülerinden biri olan Loch Ness Gölü, korku kültürünün önemli bir parçası olan ‘Loch Ness Canavarı’ efsanesini doğuracak kadar derin ve geniş bir göldür.
İskoçya’nın resmi hayvanı tek boynuzlu attır:
Popüler kültürde genel olarak kızların sevimli hayvanı olarak bilinse de aslında Kelt mitolojisinde ‘tek boynuzlu at’tır. Tek boynuzlu at saflığı, masumiyeti, erkekliği ve gücü sembolize eder. Tek boynuzlu atlar İskoç kültüründe büyük bir yere sahip olduğundan ülkenin armasında resmi sembol olarak kullanılıyorlar. Mitolojik hikayelerde hiçbir zaman evcilleştirilemeyen vahşi atlar olarak tanımlanan tek boynuzlu atlar, İskoç hanedanlık armalarında boyunlarında bir zincirle tasvir edilir. Bu, İskoç hükümdarlarının en vahşi atları bile evcilleştirebilecek kadar güçlü olduğu anlamına geliyor.
Krallığın en yüksek şelalesi İskoçya’dadır:
İskoçya birkaç günde gezilebilecek bir ülke değil çünkü asıl heyecan verici noktaları insan yerleşiminden uzak bölgeler. Assynt’e gidersen onlardan biri Eas a’ Chual Aluinn Şelalesi sizi karşılayacak. 200 metrelik dik bir düşüşle bu şelale, Birleşik Krallık’taki en yüksek şelaledir. Yüksekliğini hayal edemeyenler için şöyle açıklayalım: Amerikalıların övündüğü Niagara Şelalesi 51 metre yüksekliğindedir. Yani Eas a’ Chual Aluinn, Niagara’dan neredeyse dört kat daha yüksektir.
Bugün yağmurda gönül rahatlığıyla yürüyebiliyorsak bunu İskoçlara borçluyuz:
Ülkemizin her yerinde yağmur yağsa da birkaç ay yağmur yağar, İskoçya’da her an yağmur yağar. Durum böyle olunca buna çözüm bulmak isteyen İskoçlar yağmurluğu icat etti. Üstelik 1766’da Ancak bulunan ilk yağmurluk bugünkü kadar koruyucu değildi. 1818 yılında bir başka İskoç bilim adamı, kömür gazı analizi sırasında keşfettiği kauçuk elementini kumaşla birleştirdi. Böylece üzerine okyanuslar dökseniz bile tek bir damla bile sızdırmayacak su geçirmez kumaşı bulmuş oldu.
Ülkede üç farklı resmi dil bulunmaktadır:
İskoçya Britanya Krallığı’nın bir parçası olduğu için ilk resmi dil elbette İngilizce’dir. Diğer diller İskoç Galcesi ve İskoçlar. İskoçça İngilizceye yakın bir dil olmakla birlikte İskoçların kendi dili olarak kabul ettiği bir Germen dilidir. İskoç Galcesi, Eski İrlandaca’ya benzeyen eski bir Kelt dilidir. Elbette bu dillerin resmi dil olması tüm insanların bu dilleri bildiği anlamına gelmemektedir. İskoç aksanına alışkın değilseniz konuştukları İngilizceyi anlamak biraz zor olabilir.
Mistik varlıklarla yeterince iletişiminiz varsa İskoçya tam size göre:
Uzaylıların sinemalarda olduğu gibi sadece ABD’de göründüğünü düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu işin asıl merkezi İskoçya’nın Bonnybridge bölgesidir. Kasaba halkına göre her yıl gökyüzünde yüzlerce tanımlanamayan cisim görülüyor. Elbette bu tezlerin amacı turisti küçük kasabalarına çekmek olabilir ama günahları onların omuzlarında.
‘Uzaylılar yeterli değil, daha mistik bir şeye ihtiyacımız var.’ Eğer öyle diyorsan Sizi Edinburgh Kalesi’ne götürelim. Söylenene göre geceleri davul sesleri duyulabiliyor ve eski zindandan zincir sesleri geliyor. Hatta benzer olayların kentteki terk edilmiş 44 kalede de yaşandığı söyleniyor. Periler ve uzaylılarla dolu olan bu ülke, kaygı turizmi sayesinde oldukça iyi bir kazanç elde ediyor.
Ekose etek giyen ve gayda çalan adamlardan daha fazlası var bunda İskoçya hakkında bazılarını ilk kez duyacağınız farklı bilgilerden bahsettik.Perili kale olayı biraz gergindi ama adaları görmek güzel olabilir.
Ülkelerin ilgi çekici özelliklerini anlattığımız diğer içeriklere buradan ulaşabilirsiniz: